Nitekim Muhammed’in getirdiği mesajın gücü karşısında bocalayan Mekke’nin sarıklı sakallı müşrikleri önce mesajcının kişiliğini hedef aldılar. Onu küçük düşürmek için onun bir “büyücü” (sahtekâr), bir “şair” (hayalperest) veya bir “mecnun” (deli) olduğu propagandasını yaptılar.
51:51 ALLAH ile birlikte başka İLAH edinmeyin. Ben O’nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcıyım.
51:52 İşte böyle, onlardan öncekilere her ne zaman bir elçi geldiyse, “Bu, bir büyücüdür“ yahut “Bu bir delidir“ derlerdi.
51:53 Bunu (söylemeyi) birbirlerine öğütlediler mi? Doğrusu, onlar sınırı aşan bir topluluktur.
37:35 Kendilerine “La ilahe illa ALLAH“ denildiğinde büyükleniyorlardı.
37:36 “Tanrılarımızı deli bir şair için mi terk edeceğiz?“ diyorlardı.
68:51 Mesajı işittikleri zaman, inkârcılar neredeyse seni gözleriyle yiyeceklerdi. “O, delidir!“ diyorlardı.
68:52 Halbuki o, tüm evrene bir mesajdır.
Kuran, bu propaganda karşısında yılmaması için Muhammed’i teşvik eder. Muhammed’in görevi, popülaritesini kaybetme bahasına da olsa mesajı iletmektir.
52:29 Sen öğüt ver. Rabbinin sana olan iyiliği sayesinde sen ne bir kahinsin, ne de deli.
52:30 Yoksa, “O bir şairdir, onun ölmesini bekliyoruz“ mu diyorlar?
52:31 De ki: “Bekleyedurun; ben de sizinle birlikte beklemekteyim.”
52:32 Bunları rüyalarının etkisiyle mi söylüyorlar, yoksa onlar haddi aşan bir topluluk mudur?
52:33 Yoksa, “Onu kendi uydurdu“ mu diyorlar? Hayır, onlar gerçeği onaylamazlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder