Kur’an’ı anlamak ve anlatmak Müslümanların asli görevlerindendir. Bu görev Kur’an’a ilk olarak inanan ve Müslümanların ilki olmakla emredilen peygamberimizin göreviydi. Peygamberimiz yaşadığı sürede bu görevi layıkıyla yerine getirdi. Resul zamanındaki Müslümanlar da Kur’an’ı anlama ve anlatma görevini olması gerektiği gibi yerine getirdiler.
Resul zamanında Kur’an’ın anlaşılması ve okunması ile ilgili herhangi bir sıkıntı yoktu. Çünkü iman edenler ya da bu kitabın ALLAHtan olduğunu aklı ile kabul edenler dinin sadece Kur’an’la yaşanabileceğini biliyorlardı. Resul zamanında Kur’an =resul idi. Resul Kur’an’ın bedenleşmiş haliydi. Fakat resul ölünce resulün arkasından insanlar başka kaynaklara saptılar. Üstelik kendi elleriyle oluşturdukları kaynakları dinde esas kabul etmeye başladılar. Bu durum insan tarihine bakıldığında aynısı yine görülecektir. Zira insan aynı insandır. Bu sebeple değimli ALLAH insanlara geçmiş kavimleri anlatarak dikkatli olmalarını istemiştir. Ama devamlı vurguladığımız bir başka durumda var olduğu sürece bu sapma durumu her zaman gerçekleşecektir. Çünkü insanlar önce ALLAH’ın mesajını unutuyorlar ondan sonra bu durumlara düşüyorlar. Biz yine de ALLAH’ın uyarısını tekrar hatırlayalım:
12..103 Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir.
11..120 Günlünü pekiştirmek için elçilerin tarihlerinden sana yeterince aktarmaktayız. Bunda, senin için gerçek ve inananlar için de bir aydınlatma ve uyarı gelmiştir.
Mesele açık ve net. Kur’an’ı okuyacaksın ve gerçek tarihten ibret alacaksın. Ama ibret almak için önce Kur’an’ın okunması gerekiyor.
Kur’an’ı okumayıp gerçek tarihten ders alamayanlar Musa’nın kavminin durumuna düştüler. Musa ALLAH ile görüşmeye gidince kavmi buzağı yapıp ona tapmıştı. Bu buzağı işine Musa'yı da alet etmişlerdi. Muhammed ölünce de onun adı ve şahsı kullanılarak bir sürü kaynaklar üretildi. Hadisler, sünnetler, mezhepler, tarikatlar… Oysa ALLAH uyarmıştı Muhammed ölünce gerisin geriye dönmeyin diye.
3**144 Muhammed sadece bir elçidir ve ondan önce de nice elçiler gelip geçmiştir. Ölür yahut öldürülürse geriye mi döneceksiniz. Dönekler ALLAH'a hiç bir zarar veremez. ALLAH şükredenleri ödüllendirecektir.
Ama uyarı kimin umurunda varsa yoksa el yapımı kaynaklar, putlar, ilahlar.
Kaynaklar bol olunca kafalar karıştı.atayı dedeyi taklit alabildiğine arttı.zira bu aşamada taklitten de kaçınılamazdı. Yüzlerce kaynağın ortalıkta fink attığı bir ortamda kim nasıl dinini öğrenecekti. Hangi birini okuyacak bu insanlar. Birbirleriyle çelişen yüzlerce ciltli yüzlerce kaynak. Bol kaynaklı ve bol uydurmalı ortamda iş ruhbanlara düştü. Geçim kaynakları din olan bu insanlar bu kitapları okuyacak anlayacak(anlayabilirlerse eğer, daha anlayanları ve bilenleri çıkmadı) ve uyutulmak istenen halka anlatacak.
Bu şekilde Kur’an’dan uzaklaşmış bir ortamda ve durumda meselenin Kur’an yönüne bakıldığında durumun içler acısı olduğu görülecektir. Sırf kendi el yaptıklarını meşrulaştırmak için, kendi putlarını korumak için Kur’an ayetleri cımbızlanmış, bağlamından koparılmış ve yanlış anlaşılması için ellerinden geleni yapmışlardır. Bu çaba sonunda Kur’an iyice okunmaz hale getirilmiştir. Kendi yapımı putlarını sevip duran zihniyet yarasaların arslandan kaçan eşeklerin kaçtıkları gibi Kur’an’dan kaçtıkları için Kur’an’daki bir paragrafı bile anlayamaz hale gelmişlerdir.(Kur’an’ı kimlerin anlayamayacağını görmek için lütfen şu ayetlere bakınız:
KEHF/57- Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.
İSRA/45- Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
İSRA/46- Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur'an'da sadece Rabbini 'bir ve tek' (ilah olarak) andığın zaman, 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder